Ülkeyi yönetenlerin kimi politikalarını ve kararlarını yanlış bulup eleştirmek başka şeydir; bir askerî harekât başlamış ve devam ederken savaşan askerlerin moralini bozacak şekilde konuşmak başka şeydir. Birincisi bütün demokratik ülkelerde olan ve olması gereken bir unsur iken, ikincisi dünyanın hiçbir yerinde hoş karşılanmayacak bir tutumdur. An itibariyle Türk askeri bizim rahatımız için hayatını ortaya koyuyor ve vatanımızın bütünlüğü uğruna kelle koltukta vuruşuyorsa, bize düşen yegâne görev de kayıtsız şartsız onların destekçisi ve duacısı olduğumuzu hissettirmektir. Milli bir mücadelede çıkarcılık, particilik ya da adamcılık yapılmaz. Bunu yapan kesinlikle büyük bir yanlışın içindedir. Maalesef AKP karşıtlığı gözlerini kör eden bazı muhalif siyasetçi, gazeteci ve sanatçılarda böylesi bir tutum gözlenebilmektedir.
Öte yandan askeri harekâtı gerileyen siyasi itibarını tekrar kazanmak yahut mevcut ekonomik krize gerekçe üretmek için bir fırsat olarak görmek de en az ilk paragrafta bahsedilen kadar büyük bir diğer yanlıştır. Ne yazık ki, iktidar cenahından bazı siyasetçi, gazeteci ve sanatçıların söylemlerinde de bu tarz bir arayışın varlığı sezilmektedir.
Günlük siyaset hayatın en önemli konusu değildir. Oy artırmak ve seçim kazanmak, belki de önümüzdeki 100 yılı etkileyecek olan Suriye krizi ve PKK terörüyle mücadeleden daha önemli değildir. Türk askerinin arkasında birlik olmak yerine, Türk askeri üzerinden yeni bir kutuplaşma yaratmak, uzun vadede kimsenin yararına değildir. Bu yapılamaz, yapılmamalıdır.
Neyse ki Türk milleti kahir ekseriyeti itibariyle feraset ve olgunluk sahibi bir millet. Hele de konu askeri operasyon ve savaş olduğunda binlerce yıllık geçmişinden miras aldığı ordu-millet ruhu hemen diriliyor. Yine öyle olmuş, Türk milleti birtakım siyasi söylem ve çıkışlara itibar etmeksizin askerinin arkasında birleşmiştir. Harekâtın sonuna kadar da aynı şekilde kararlı ve milli bir duruş sergilenmesi elzemdir.
Ordumuza başarılar diliyorum...
Dolar21,5000
Bist5.364